25 Mart 2013 Pazartesi

Bahar

Odaklanamıyorum. Yüzün geliyor aklıma, o pasaklı haki rengi hırkan... Gözlerimi ayıramadığım an, keşke gitmeseydin hiç oradan.
Tanımıyorum belki, bilmiyorum ama o kadar tanıyormuşum gibi ki... Yanımda durduğun, başını kaşıdığın an, keşke sana yardım edebilseydim, ortak olabilseydim derdine. Belki elimden bir şey gelirdi.
Düşünemiyorum. Seni görmeden ne yapacağım ben? Hiç öğrenemeden, ne yapıyorsun, nelerden zevk alırsın... Pasta sever misin, yoksa daha bir acı insanı mısın? Gözlerin gibi yeşil mi en sevdiğin renk? Turkuaz denizlere kaçmış, yosun parçaları gibi yalnız ve hüzünlü mü sevdiğin şarkılar? Kitabını düşürmüyorsun elinden, görüyorum. Seviyor musun öykülerde gezinmeyi, yoksa korkmayı mı iliklerine kadar?
Aşık olmayı mı... Aşık oluyor musun sen de hiç?
Arada, bazen... Resimlerde yanındaki kız mı her zaman seveceğin...
Adını bilmek isterdim. Baş harfin neydi öğrenmek. Ama fark etmez, sen her gün o merdivenlerden geç, sigaranı sar, kahveni yudumla, başını kaşı küçük bir çocuk gibi... Ama beni senden mahrum etme.
Sıkılma sakallarından, kirli ve güzeller.
O an keşke sana yardım edebilseydim, ama nereden bilebilirim, belki seviyorsun başının çaresine bakmayı sen de.. Yalnız olmayı...

Ah bir ismini bilseydim, ah seni bir daha görseydim.

Güzel bir bahar akşamı, çeneni... O köşeli çeneni...

Tanrım ne olursun aklıma mukayyet ol, ya da yarın da, öbür gün de onu hep karşıma çıkar. Fazla bir dileğim yok senden.